ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK NE DEMEKTİR?
Hepimizin hayat karşısında kendimizi çaresiz hissettiğimiz durumlar olmuştur. Fakat bu durum çoğunlukla bir kaç konuda yaşanmış ve bitmiştir. Her durumda insan kendini çaresiz hissetmez. Eğer her durumda kendini çaresiz hissediyorsa kişi, burada öğrenilmiş bir çaresizlik hipnozu olduğunun farkına varması gerekir.
Öğrenilmiş çaresizlik, sürekli olarak olumsuz tepki alma deneyimi sonucunda, kişinin yeni deneyimlere kendini kapatması ve ne yaparsa yapsın başarısız olacağına inanması durumudur. Başarısızlığı kabulleniş öylesine güçlü bir etkidir ki bazen başarısızlığın önündeki tüm engeller kalksa da kişi başarısız olacağına inandığı için engelin kalkmış olduğunu fark bile edemez.
Çoğu kişi, çocukluk yıllarında büyüklerinden aldığı olumsuz telkinler sonucu kendini çaresiz hissederek büyür ve bu çaresizlik, kişinin kaderi olur adeta. Yapma, koşma, oynama, ağlama vb. gibi basit olumsuz komutlar ve yapamazsın, başaramazsın, tembelsin vb. telkinler çocuğu bloke eder ve bu durum çocuğun negatif düşünce kalıpları oluşturmasına ve hayata dair kendince olumsuz bir fikre ulaşmasına neden olur.
Bir telkin , otorite kabul edilmiş kişi veya kişiler tarafından verilirse, veya duygu yüklüyse veya sık tekrar edilirse kişide hipnotik etkiler yaratarak bilinçaltı tarafından inanç olarak kabul edilir. Edinilen bu inançlar kişinin tüm seçimlerini etkiler. Doğruluğu sorgulanmadan, kabul edilen her türlü olumsuz önerme kişinin öğrenilmiş çaresizlikleridir. Bu kabullere karşı bir farkındalık oluşmadıkça da kişi hayatı boyunca mevcut durumunu değiştiremez.
Öğrenilmiş çaresizlik yaşayan kişiler önce heveslerini kaybederler. İsteklerini elde etmenin kendi ellerinde olmadığını düşünürler ve kendi isteklerine karşı ilgisizleşirler. İsteyerek yaptıkları durumlar azalır, mecburi oldukları için işlerini yaparlar. Bu durum kişinin hayal kurmasınada engel olur. Çünkü eğer hayal kurarsa gerçekleşmeyeceğine ve mutsuz olacağına inanır kişi.
Öğrenilmiş çaresizlik yaşayan kişilerin çok yönlü düşünme yetenekleri zayıflar. Bu kişiler nasıl olsa ben bunu beceremeyeceğim diye düşündükleri için yeni şeyler düşünmek için kafalarını yormazlar. Bu kişiler seçim hakları olduğuna inanmazlar ve kaderci bir anlayışla sürdürürler hayatlarını. Bu nedenle de yaşamlarında olup biten hiç bir şeyi değiştiremezler. İmkansızlıklar içinde yaşamaya devam ederler. Bugün ülkemizdeki insanların büyük bir bölümü bu çıkmazın içindedir.
Peki bu durumdan nasıl kurtuluruz diyenleri duyar gibiyim.
Unutmayın ki; Kendinizi öğrenilmiş çaresizlikten kurtaracak tek kişi yine kendinizsiniz. Öğrenilmiş çaresizlikleri, öğrenilmiş çarelerle değiştirmek sizin elinizde. Bunun için öncelikle bilinçlenmeniz ve aklınızı kullanmaya başlamanız gerekir. İnsan aklını kullanmaya başladığında kendi kaderini de yazmaya başlar.
Aklını kullanan kişilerin en önemli özelliği, kendi tercihlerini asla başkalarının beğenisine sunmayışlarıdır. Bu insanlar, başkalarına göre yaşamazlar, başkalarının inançlarını benimsemezler. Hep bir umutları vardır ve kendilerine güvenleri tamdır.
Akıl, insana farkındalık yolunu açar ve farkındalık kazanan kişi ancak zihninin yarattığı engellerden kurtularak özgürleşebilir. Zihinsel engellerinden kurtulan kişi anlar ki kendini çaresiz hisseden de kendi çaresini bulacak olanda kendisidir.
Unutmayın, ÇARESİZSENİZ – ÇARE SİZSİNİZ…