Sokak hayvanları için eylem düzenlediler

Fethiye’de de hükümetin Hayvanları Koruma Kanununda yapmayı planladığı değişikliği protesto etmek için Özer Olgun Kültür Merkezi önünde bir araya geldiler.

Fethiye’de 27 sivil toplum kuruluşunun ve bazı siyasi partilerin desteklediği eyleme yoğun katılım oldu. Fethiye’de yaşayan yabancı yerleşik vatandaşların da katıldığı eyleme; DODO, HAYED, Ölüdeniz HKD, Göcek HKD, HANDS, DOHAKDER, ÇYDD Fethiye, ADD Fethiye, Eğitim Sen Fethiye, Yörükler Derneği, Kardelen, Çalış Turizm ve Tanıtma Derneği,  FEFSAD, FETAV, Fethiye Likya Kadın  Kooperatifi, Fethıye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği, Fethiye Güzel Sanatlar Kültür Derneği, Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği, Fethiye Turizm Derneği, Fethiye Yerel Tohumlar Derneği, Fethiye Pir Sultan Abdal Derneği, Fethiye Altınokta Körler Derneği, Kent Konseyi Ekoloji Meclisi, Muğla Veterinerler Odası, Fethiye İYİ Parti, Fethiye CHP kadın kolları, Fethiye TİP ve Fethiye Zafer Partisi temsilcileri ile ilçemizde yaşamaya başlayan Tunceli eski belediye başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ve hayvan sever vatandaşlar katıldı.

“KATLİAMA HAYIR”

Eylemde; Muğla Veterinerler Odasını temsilen Veteriner Hekim Kerem Özdemir, Doğa Dostu Derneği yönetim kurulu üyesi Gökçen Bayram, Dalyan’dan gelen DOHAKDER Başkanı Mebrure Kuzey Bloom, Fethiye Solak Hayvanlarını Kısırlaştırma Derneği Hands Başkanı Jenny Connor, Göcek Doğa ve Hayvan Derneği Yöneticisi Ayşe Cansu Uzunöz, HAYED Başkanı Edna Ballantyne, Ölüdeniz Hayvan Yardım Derneği Animal Anıt başkanı David Anthony Gordon, eğitimsen adına Aysin Ragıpoğlu ve geçen dönem belediye meclis üyesi Veli Pabuşçu konuşmalarında yasanın düzeltilmesini hayvanların uyutulmamasını istediler.

Eyleme katılan sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin konuşmalar yaptığı eylemde “Sahipsiz hayvanların itlafına sebep olacak her türlü uygulamanın karşısında olduğumuzu, bu uygulamaların hayvan refahı açısından kabul edilemez olduğunu kamuoyu ile paylaşma zorunluluğu hissediyoruz. Milyonlarca  sokak köpeğine uygulanacak yasa teklifini reddediyoruz. Bu soruna sebep olan, Türkiye’nin her yerinde Belediyelerin  kısırlaştırmaya yeterli bütçe ayırmamasıdır. Bu sorunu ötenazi ile değil, Türkiye merkezli Hayvan Koruma Gruplarından temsilcilerin, Veteriner hekimlerin, hükümet yetkililerinin davet edildiği ulusal bir konferans düzenleyerek çözmeliyiz. Diğer ülkelerden konuşmacıların tavsiyelerine başvurmak üzere davet edilmelidir. Her şehir veya bölge temsilcileri burada karara bağlanacak standartları ve yasaları uygulamakla mükellef tutulmalıdır. Bu şehirler ve bölgelerin sorumlu oldukları uygun uygulamaları yapıp yapmadıkları denetime tabi olmalıdır. 2024 yılındayız ve hayatın değersiz olduğu karanlık çağlarda değiliz. Sokak hayvanları acıyı ve reddedilmeyi hisseder, onlar da üzülürler, ruhları vardır, sahip oldukları hayatı kendileri seçmediler, onlara bakması gereken insanlar tarafından dayatıldı. Bu dayatılmışlıkla yaşamayı öğrendiler ve kabul ettiler.  Onları öldürmek, insanların hayvanlarla olan sorunlarını çözmeyecek. Bu yöntem geçmişte denendi ve başarısız oldu. Geçmişte bu konuda yapılan hatalardan ders alınmalı ve tekrar edilmemeli. İhtiyacımız olan eğitim, kısırlaştırma ve aşılamadır. Sokak hayvanlarından hastalık kapma ve bu gibi korkular pek çok insanı sokak hayvanlarından nefret etmeye iten sebeplerin başındadır. Her sokak hayvanı bulaşıcı hastalık taşımadığı gibi, her sokak hayvanı agresif de değildir.

“KÖPEKLERİMİZİN UYUTULMASINA KARŞIYIZ”

Evet çevremizde hasta hayvanlarda var ama bunun üstesinden aşılama ile gelebiliriz. Sokakta yaşayan köpeklerin popülasyonlarının artması; kısırlaştırmadan sorumlu yerel yönetimlerin görevlerini yapmadığının, ilgili bakanlıkların ilgili fonlarını amacına uygun kullanmadıklarının göstergesidir. Bu öldürme odaklı yasa tasarısının kanunlaşması halinde, yerel yönetimlerin görevlerini yapmamalarının cezasını sokakta yaşayan hayvanlara, yaşam hakları ellerinden alınarak ödetilecek.  Bizler, doğmaktan başka suçu ve kendini savunma şansı olmayan, mahallemizin kısırlaştırılmış,  sosyalleşmiş  köpeklerinin toplatılıp bakımevi denen ölüm kamplarına götürülmesi ve Sahiplenilmeyen köpeklerimizin uyutulmasına  karşı olduğumuz  için buradayız. Deprem’lerde; göçük altında kalanları kurtaran, bekçilik, çobanlık, bakıcılık yapmış, sevgisini paylaşmış dostlarımızı barınaklara toplayıp uyutmak çözüm değildir. Çözüm üretmek varken neden yok edelim? Topla-uyut mantığı işe yaramaz daha önce de denenmiş. Çalışan bir sistem kurmazsanız en fazla 10 yıl içerisinde tekrar başa dönersiniz topla-uyut mantığı elinizi masumların kanına bulamanız dışında hiçbir işe yaramaz. Sokak köpekleri sayılarını ve sağlıklarını kontrol altında tutarak insanlarla beraber yaşayabilecek adı üstünde evcil bir hayvan türüdür. Evcil bir canlı türü olduğu için insan bakımına muhtaçtır. İnsan bakımına muhtaç bir canlının yasalarla korunması gerekir öldürülmesi değil. Yasalar sadece insanlar için değildir hayvanlar, bitkiler, ağaçlar yani tüm canlıların haklarını gözetmelidir” denildi. (Haber/Foto-Gökhan Ayyıldız)