Dolar 34,2714
Euro 37,4959
Altın 2.928,60
BİST 8.876,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Muğla 27°C
Parçalı Bulutlu
Muğla
27°C
Parçalı Bulutlu
Paz 26°C
Pts 26°C
Sal 26°C
Çar 24°C

Yunan Bakan Dendias’tan densiz açıklamalar

16 Eylül 2024 00:15
128
A+
A-

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 121/2 Maddesi’ne atıf yaparak, Meis (Kızılhisar) Adası’nın kendisine ait bir kıyı bölgesi, bitişik bölgesi, Münhasır Ekonomik Bölgesi ve kıta sahanlığı olduğunu ileri sürdü.

 

Aydınlık’tan Tevfik Kadan’ın haberi şöyle: Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, İtalyanlardan kurtuluşunun 81’inci yıldönümü vesilesiyle, Kaş’a 1950 metre uzaklıktaki Kızılhisar Adası’na geldi. Gayri Askeri Statü’deki adaya çok sayıda askerle birlikte çıkan Dendias, adeta Türkiye’ye meydan okudu. Yanına Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Georgios Kostidis’i de alarak bir konuşma yapan Dendias, Meis’in bir takımada olduğunu ileri sürerek, bu kompleksin muazzam bir jeopolitik öneme sahip olduğunu söyledi. “Meis, ülkemizin Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) ve kıta sahanlığının odak noktasıdır.” diyen Yunan Bakan, “Türkiye kıyılarına yakınlığı nedeniyle Oniki Ada’dan ayrılmasına yönelik herhangi bir girişim, yanlış ve kendini çürüten bir iddiadır.” ifadelerini kullandı.

Dendias, şöyle devam etti: “Sözleşme’nin 121. Maddesi’nin 2. paragrafı, adaların bir kıyı bölgesi, bir bitişik bölge, bir Münhasır Ekonomik Bölge ve bir kıta sahanlığı hakkına sahip olduğunu öngörmektedir. Adaların büyüklüğüne göre ise herhangi bir ayrım yapılmamaktadır. Yukarıda açıkça belirtilenlere aykırı görüşler kabul edilemez. Ve Yunanistan’ın, mevcut anayasası gereği, Uluslararası Deniz Hukuku tarafından belirlenen anavatanımızın haklarını savunması gerekmektedir. Dolayısıyla bu yıldönümünün ayrı bir önemi var. Özgürlük ve bağımsızlığın otoriterlik ve revizyonizm tarafından tehdit edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Ancak özgürlük verilen bir şey değildir. Bedeliyle, emeğiyle, birliğiyle ve tarihi hafızasıyla bunu korumalıyız.”

İKİ ADAMIZA DAHA GÖZ DİKTİ

Yunanistan Savunma Bakanı’nın konuşmasında, birden çok meydan okuma vardı.

 

9 KM2’LİK ADAYA 40 BİN KM2 DENİZ ALANI

Yunan Bakan’ın en önemli iddiası ise Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 121. Maddesi’ne yaptığı atıf oldu. Bu maddenin 2. paragrafında özetle şöyle deniliyor: “Bir adanın karasularının, bitişik bölgesinin, Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin ve kıta sahanlığının sınırlandırılması, işbu sözleşmenin diğer kara parçalarına uygulanabilir hükümlerine uygun olarak yapılır.” Yani Yunan tarafı, Kızılhisar Adası’nın ana kara gibi 12 mil karasuyuna, 24 mil bitişik bölgeye, 200 mil de kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge’ye sahip olduğunu iddia ediyor. Böyle bir durumda Kızılhisar tek başına 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı alırken, Türkiye’nin ne Libya ne de Mısır ile denizden sınırı kalıyor. Üstelik Atina, Meis’in sözde deniz alanları sayesinde Güney Kıbrıs ile de denizden komşu olduğunu düşünüyor.  İşte Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetme projesi tam olarak bu.

 

TERS TARAFTA KALAN ADALAR ÇEVRELENİR

Deniz hukukçuları ise, 121. Madde taslağına ilişkin açıklamalardan anlaşıldığı üzere, “adaların deniz alanlarının kara ülkelerine dair diğer hükümlere göre değerlendirilmesi şartının, sınırlandırma problemlerinin olmadığı alanlara yönelik olarak belirlendiğini ve bu konuda genel bir kural koyma amacı taşıdığını” belirtiyor. Dolayısıyla karasuları sınırlandırması söz konusu olduğunda, Sözleşme’nin 15. maddesine göre bir değerlendirme yapılması gerektiğini vurgulayarak, özel durumlar söz konusu ise adalara, ana karalara göre sınırlı etki tanınması ya da hiç etki tanınmamasının mümkün olduğunu kaydediyor. Nitekim Uluslararası Adalet Divanı’nın da benzer uyuşmazlıklarda verdiği, ortay hattın ters tarafında kalan adaların kıta sahanlığını sadece karasuyu ile sınırlandırdığı onlarca kararı bulunuyor. Bunlardan ilk akla gelenler 1977 yılındaki İngiltere-Fransa davası, 1984 tarihli Malta-Libya davası ve 2012 tarihli Nikaragua-Kolombiya davası… Fakat daha ilginci de var: Yunanistan’da 2020 yılında İyon Denizi’nde İtalya ile yaptığı Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasında, kendi adalarına sınırlı etki tanınmasını kabul etmişti. Böylece Atina, Kızılhisar için öne sürdüğü iddiayı kendisi çürütmüş oluyor. (Aydinlik.com.tr)

 

 

YORUMLAR

*

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

sanalbasin.com üyesidir